Senelerdir bir coffee shop kültürümüz olsun, şöyle rahat rahat kitap okuyabileceğimiz, sakin sakin kahvemizi yudumlayabileceğimiz bir yer olsun istedik ama olmadı, bekledik bekledik en sonunda muradımıza erdik. Geçen sene başlayan ve pek sevilen coffee shop tutkusu hızla yayıldı, son 3 ayda açılan coffee shop'ların adlarını haritadan takip edemez olduk. Bu gelişme çok iyi tebrik ediyoruz ve her bir kahve tutkunu mekan sahibine ayrı ayrı başarılar diliyoruz.
Fakat vintage gönlümüz ister ki hazır devir kahve devriyken bu hızla bir de vintage kafeler açılmaya başlasa! O ne demeyin, eminiz fikri siz de çok seveceksiniz. Genelde 1950'lerin ve 60'ların kafelerine benzer dekore edilen, eskilerin unutulmaz müzikleriyle sizi bambaşka bir dünyaya götüren bu mekanların büyük bir kısmını kütüphaneler kaplıyor. Öyle masa üzerine atılmış bir iki kek kitabından bahsetmiyoruz, büyük duvarları kaplayan uçsuz bucaksız ikinci el kitaplardan bahsediyoruz. Siz hem kitabınızı okuyabiliyorsunuz, hem müziğinizi dinliyorsunuz hem de içeride deneyebileceğiniz vintage kıyafet ve aksesuarlara göz gezdirebiliyorsunuz. Zaten genelde kahvenizi servis ettikleri tabaklar bile dönem tabakları oluyor.
Tabii olayı abartıp 1900'lerin başını tekrar yaşamak isteyenler için açılmış özel şarap ve kahve barları da var hani sabah kahveyle başlayıp akşam şarapla devam edip sabah elimizde kokteyllerle de uyanmak isteriz ama oraya gelene kadar yolumuz uzun, biz şimdilik bir vintage kafenin hayaliyle yaşıyoruz.
İstanbul büyük, kahve tutkunları da çok yaratıcı, o yüzden neden olmasın belki çok kısa bir süre sonra House of Austen ürünlerini deneyebileceğiniz minik bir kafeniz olur... Bu sırada mekanlarını vintage havasına sokmak isteyenler için sitemizden bir kaç öneri sunabiliriz. Herkese bol kahve kokulu bir yaz diliyoruz.
.JPG)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder