GERİ DÖNÜŞÜM HİKAYELERİ


Biliyoruz ki tıpkı bizim gibi siz de geri dönüşüme ve yardımlaşmaya önem veriyorsunuz. Geçenlerde geri dönüşümle ilgili bir makale okurken çok etkileyici bir videoyla karşılaştık. 


Bu kısa filmde, kulaktan dolma bilgilerimizin aslında ne kadar rahatlatıcı olduğunu ve fakat aslının ne kadar trajik boyuta geldiğini öğrendik. 20 dakikalık bu videoyu izlemek istemezseniz diye aklımızda kalanları sizinle paylaşalım:


1950'lerden günümüze geçen her yıl, yani tüketim artışının başlamasından bugüne her geçen sürede yapılan araştırmalarda insanların daha mutsuz kişiler haline geldiğini biliyor musunuz? Bu sadece her zaman geyiğini yaptığımız, 'Sevdiklerimize zaman ayıramıyoruz da ondan' cümlesnden ibaret değil. İnsanlar, moda ve reklamların da büyük etkisiyle bir alışveriş stresi altına giriyorlar ve daha iyi, daha yeterli, daha güzel... olmak için bu kötü dönüşümün içinde buluyorlar kendilerini. E bu da mutsuzluk getiriyor haliyle.


Peki dünyadaki en toksik besinlerden birinin anne sütü olduğunu biliyor muydunuz? Ki hala yeni doğan bir bebek için en besleyicisi o. Siz bir de diğerlerini düşünün. Yeni doğmuş bir çocuğun ilk kez vücuduna giren şeyin toksik olması fazla acımasız değil mi?


Kuzey Amerika'da satılan ürünlerin tam tamına %99'u satın alındıktan en geç 6 ay içinde çöpe atılıyormuş, inanılmaz! Ve yine dünyanın %5'ini kaplayan Amerika, kaynakların %30'unu tüketiyormuş.


Dakikada tam 2000 ağaç yok oluyormuş ve biz 30 sene önceye göre tam iki katı çöp üretiyormuşuz. Hükümetlerse daha iyi bir gelecek için sağlık, eğitim ya da refaha değil, tüketicilere yönelik yeniliklere ön ayak oluyorlarmış.
En kötüsü de, gelişmiş ülkelerin, artık kendi atıkların 3. Dünya ülkerine de bulaştırılıyor olması. Sadece ucuz ve  yasadışı iç gücü almak bir yana, 1. Dünyalılar fabrikalarını da buralara kuruyorlar (aslında Türkiye de bunlardan biri) ve fakat fırtınalar ve rüzgarlara söz geçiremediklerinden o kirli hava ve toksinlerden asla tam olarak kurtulamıyorlar. 







Peki bizler ne yapabiliriz? Yani yapılacak birçok şey var ama amatör olarak neler yapabiliriz?


Aslında en kilit nokta, evden çıkan çöpü azaltabilmek. Bunu nasıl mı yaparsınız?


Yani en basitinden, gazete ve kağıtları ayırıp kendiniz çöpün önüne koyarsanız ya da apartmanlarınızın deposunda saklayıp yılda 2 kere geri dönüşüme verirseniz harika olur. Yemediğiniz yemekleri, yoğurt kaplarına koyup bir evsizle ya da her zaman çöpün etrafında gezinen sokak hayvanlarıyla paylaşabilirsiniz. Kıyafetlerinizi yine ihtiyacı olanlara verebilir, son tüketimi geçmiş ilaçları yakınınızdaki bir veterinere götürebilirsiniz -hayvanlar son kullanma tarihi bittikten 6 ay sonraya kadar ilaçları kullanabiliyorlar-. Bunun yanısıra pahalı olduğunu düşündüğünüz ama pahalı olmayan ekolojik deterjan ve temizlik ürünleri var. Bunların en kolay bulunanı ve en hesaplısı Frosch. Eğer plastik kaplar yerine cam kapları tercih ederseniz de çok daha uzun süre kullanarak uzun vadede hem kar edersiniz hem de etrafınızı güzelleştirirsiniz. 


Geri dönüşüm yapmak aslında çok kolay. Nasıl geri dönüştüreceğinizi bilmediğiniz bir şeyi hemen 'Nasıl geri dönüştürürüm?' diye google'layın, kesinlikle bir cevap alacaksınız. 


Geri dönüşüm ve dönüştürmeyle ilgili yazılarımız devam edecek ama şimdilik çok uzun oldu, sizi sıkmayalım. Eğer nereye yollayacağınızı bilemediğiniz ilaçlar, giysiler ya da aklınıza gelen başka şeyler varsa bize yollamaktan çekinmeyin, hello@houseofausten.com'a mail atın yardımlaşalım.










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder